SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 89 >>

DEVAM: 43. Abdesti Sıkışık Kişi Bu Halde Namaz Kılabilir Mi?

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ حَنْبَلٍ وَمُسَدَّدٌ وَمُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى الْمَعْنَى قَالُوا حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ أَبِي حَزْرَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَ ابْنُ عِيسَى فِي حَدِيثِهِ ابْنُ أَبِي بَكْرٍ ثُمَّ اتَّفَقُوا أَخُو الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ قَالَ كُنَّا عِنْدَ عَائِشَةَ فَجِيءَ بِطَعَامِهَا فَقَامَ الْقَاسِمُ يُصَلِّي فَقَالَتْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ لَا يُصَلَّى بِحَضْرَةِ الطَّعَامِ وَلَا وَهُوَ يُدَافِعُهُ الْأَخْبَثَانِ

 

Kasım b. Muhammed'in kardeşi Abdullah b. Muhammed b. Ebi Bekr'den, demiştir ki; Aişe (r.anha)'nın yanında idik. Sofra hazırlandı, bu sırada Kasım namaz kılmak üzere kalktı. Bunun üzerine Aişe (radiyallahu anha); Ben Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim dedi: "Yemek hazırken, büyük veya küçük abdest'e sıkışmışken namaz kılınmaz”.

 

 

Diğer tahric: Müslim Mesacid

 

AÇIKLAMA:     Hadis'ten anlaşıldığına göre sofra kurulmuşken veya yemeğin sofraya getirilmesi kolaysa, farz veya nafile herhangi bir namaza durulmamalıdır. Ancak karnının çok aç olması sebebiyle kalbin yemekle meşgul olması ihtimalinden dolayı yemeğin namaz'dan önce'ye alınabilmesi için yedikten sonra namaz için zaman kalmalıdır. Bundan maksat namazın huzur ve huşuunu sağlamaktır. Bazıları  "yemekten biraz yedikten sonra namazı kılıp sonra da karnını doyurmalı”  demişlerse de bu hadis, böyle bir te'vile açık kapı bırakmayacak kadar açıktır.

 

Ulema buradaki yeme emri üzerinde ihtilaf etmişlerdir. Cumhura göre, buradaki emr nedb (sünnet) içindir. Yani bu emre uymak mendubtur. (İşlenmesi iyi hoş karşılanan fiillere, uyulması dinen tercih edilen fakat terki yasaklanmayan davranışlara mendub denir. Mendubu terk, tenzihen mekruhtur.) Bu nedenle karnı aç olan bir kimse sofra hazır bulunduğu takdirde evvela yemek  yerse iyi bir iş yapmış olur. Bazıları buradaki emrin farz ifade ettiğini söylerler. Zahirilerden İbn Hazm diğer ulemadan Ebu Sevr ve bir cemaat da  bu görüştedirler. "Şayet önce namaz kılınacak olursa batıl olur" derler. Şevkani, Şafiilerden bazılarının da bu görüşte olduğunu söyler. Hadisin zahiri de bu görüşü doğrulamaktadır. Cumhura göre ise, vakit daralmışsa namaz önce kılınmalıdır.

 

Bu hususta Ebu Hanife "bütün yemeğimin namaz olması, benim için bütün namazımın yemek olmasından hayırlıdır" demiştir. İmam Ebu Hanife'nin bu sözü ile vakit müsait olması halinde yemeğin öne alınmasının isabetli olacağına işaret etmiştir.

 

Begavi'nin Şerhu's-Sünne'de rivayet ettiği ve Ebu Drvud'un da 3758 numarada zikrettiği bir hadis te Efendimiz (s.a.v.)in : "Yemek veya başka bir şey için namazı geciktirmeyiniz" buyurmasını Hanefi ulemasından İbn Melek "vakit müsait olmadığı ve fazla açlık hissedilmediği zaman namaz öne alınır" diye yorumlamak suretiyle iki hadisin arasını bulmuştur.

 

Bazıları yemeğin öne alınmasını kul hakkının Allah'ın hakkına tercih edilmesi şeklinde anlamışsa da bu yanlıştır. Çünkü yemeğin öne alınışı, namazı hakkıyla eda etmek gayesiyle yapıldığından burada Allah'ın hakkını titizlikle korumak söz konusudur. Abdesti sıkışık iken namaz kılmanın hükmü bir önceki hadisin şerhinde geçmiş bulunmaktadır.